6 Şubat 2010 Cumartesi

DİKİLİTAŞ - I.THEODOSİUS DİKİLİTAŞI



Hani Sultanahmet'te At Meydanı'ndaki,nam-ı diğer Hipodrom'daki...Çok kişi bu 30 m.lik taşı beğeniyle seyredip geçer. Siz bir daha gittiğinizde karşınızdakinin İstanbul'un ortalıktaki en eski yapısı olduğunu bilerek bakın. Dokunamayacaksınız ama (İyi ki!) tam 3500 yıllık bir sembole baktığınızı bileceksiniz. Üzerinde MÖ 1500'de Mısır firavunu olan III.Tutmosis nam adamın destanının yazılı olduğunu bileceksiniz. Gerçi Tutmosis onu Sultanahmet'te sergilensin diye yaptırmamıştı! Gün olmuş devran dönmüş, güçler yitirilmiş. Gün Romalıların olduğunda Jülyen MS 4. yy.da İstanbul'a nakletmek istemiş ama ömrü vefa etmemiş. Bizans İmparatoru I.Theodosius 390'da getirtmeyi başarmış . Gemi Marmara kıyısına yanaşmış. Dikilitaş, Hipodrom'a kadar yapılan özel bir yoldan tam 33 günde getirilip spina duvarına dikilmiş. (Şu an Dikilitaş,Örme Sütun ve Yılanlı Sütun'un durduğu hat yarış arabalarının etrafında döndüğü yatay bir dikdörtgenler prizması şeklindeki spina duvarı idi.) Dikilitaş,Bizans yapımı bir kaideye oturtulmuştur ki farklı taş ve işleniş hemen kendini belli eder.Sütunumuz kırmızı granittir ve sağlamlığı ayandır.Theodosius bu zorlu girişimi boşuna göze almamıştır. Hem halka gücünü göstermek hem de üzerindeki hieroglif yazılar sayesinde halk üzerinde tılsım oluşturmak istemiştir.Kötü bir cümle oldu. Neyse,bir savaşın ardından zaferinin anısına diktirmiştir.Böylece hem Tutmosis hem I.Theodosius anılmak için taş dikmişlerdir işte...Dikildiği tarihte yaptırılan kaidenin 4 yüzünde 181 figür ve 2 kitabe vardır. İmparator ve ailesini maiyetleri ile localarında gösteren kabartmaların yanı sıra sütunun nasıl dikildiğinin hikayesi de işlenmiştir bu kaideye.
Mısır medeniyetinin bir eseri ama 390'dan beri yani 1615 yıldır İstanbul'da ...(Yazıyı 2005’te yazdım) Yakın döneme kadar merkezin en yüksek anıtlarından biriydi. Konstantinopolis'in ve İstanbul'un iyi kötü günlerine şahitlik etti.Bu güzel eser korunmayı hayranlıkla bakılmayı hakkediyor.Yapan ve yaptıran Mısırlılar,getiren Bizanslılar , yok etmeyip 20.yy. a devreden Osmanlılar, koruması gereken Türkiye..Bence Dikilitaş madde olarak İstanbul'un ağırlından fazlasıyla altın kıymetindeki eserlerinin en önde olanı.Kendi topraklarından çok uzağa gitmek zorunda kalmış bir emanet.Umarım 3500 yıllık bu taş bundan sonraki deprem,yangın gibi felaketlere de göğüs gerer . Bazıları duymasın ,bizim altın taşlarımız var gerçekten.
Yoruldum bre !Diğer taşlar bekleyecek...(2006)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder