12 Haziran 2010 Cumartesi

OL ZAMANLAR BİR BEKRİ MUSTAFA VARDI

Bekri Mustafa nam kişi hakkında kesin bilgiler yoktur.Yeniçeri olduğu ve 1779-1819 yılları arasında yaşadığı sanılır.Bu bilgiler de tarihçi Fazıl Ayanoğlu'nun Edirnekapı'da bulduğu bir mezar taşından öğrenilmiştir.Ayanoğlu bu mezar taşında yeniçeri kavuğu olduğunu görüp okumuş.Üstünde şöyle yazıyormuş:''Merhum ve mağfur el muhtaç-ila rahmetli Rabbilhilgafurelli iki bölüğün seyyit-Bekri Mustafa'nın ruhiçün fatiha sene 1235.''(Buradaki bilgileri ve fıkraları Milliyet Gazetesi'nin Türk Mizahının Öncüleri adlı Ansiklopedisi'nin 18.fasikülünden aldım.Maalesef tek bir fasikülüm var:) Çocukken saklamışım ,iyi de yapmışım.Umarım bu çalışmayı tekrar yayınlarlar.)
Neyzen Tevfik kadar içkiye düşkün olan Bekri Mustafa ile ilgili fıkralarda 4. Murat geçer.Halbuki içkiyi yasak etmesiyle ünlü padişahın devrinde değil 4.Mustafa devrinde yaşamış olması gerektir.Üstelik 4. Murat'la fıkralardaki gibi konuştuğu düşünülemez bile.Herhalde iki farklı karakteri fıkralarda dahi biraraya getirip konuşturmak halka komik geldi.İşte size bir örnek:
4.Murat içkiyi yasak ettiği günlerde Bekri Mustafa ve 2 arkadaşı tenha bir köşede demleniyorlar.Padişah yasağın iyi uygulanıp uygulanmadığını görmek için kenti gezerken,sarhoşları ansızın yakalar ve kendisini tanımayan Mustafa'ya sorar:
_İçkinin yasak olduğunu bilmiyor musunuz?
Bekri bir kadeh daha yuvarlayarak karşılık veriyor:
_Biz yasağı biliyor ve imha ediyoruz!
Şimdi burada duralım ,bir an bu hayali konuşmanın gerçek olduğunu düşünelim.Dahası Bekri Mustafa olduğunuzu düşünün... Evet, size de bir ürperme geldi mi?
Devam edelim .Bu kez de padişahsız bir fıkrası:
Hazretin yaşadığı devirde,cahil bir kadının çocuğu hastalanıp ateşler içinde yanmaya başlamış.Çocuk bir aralık doğrulup ateşin tesiriyle sayıklamış:,
_Anne,ben eşeğe binip minareye çıkacağım.
Cahil kadın basmış yemini:
_Allah, ahdım olsun,eğer iyileşirsen seni eşeğin sırtında minareye çıkaracağım.
Gerçekten çocuk 3 günde ayağa kalkınca kadın meseleyi kocasına anlatmış.Şaşıran adamcağız hocalarla görüştü ise de işin kitabına uydurulması bir türlü mümkün olmamış.Sonunda 2 kadeh arası bazen çok uygun cevaplar verdiği bilinen Bekri Mustafa'yı bulmuşlar.Bekri,sorun kendisine anlatılınca çocuğun babasına sigara tabakasını uzatıp:
_Hele bir sar bakalım, demiş.
Adam el uzatmamış.
_Neuzubillah,tütün içen kafir olur.
Bekri gülmüş:
_Saf bir adama benziyorsun,şurada iyi şaraplar yapan bir Rum karısının evine gideceğim.Sen de gel,hem bir kadeh içersin,hem de kadının güzel kızına bakıp mest olursun.
Adam bu teklife de yanaşmamış.
_Ben cennette hurilerle gezip,kevser şarabı içeceğim.
Bekri Mustafa sinirlenir gibi olmuş.
_Saçmalama be adam,cennette meyhane bulamazsın.
Adam yine diretmiş:
_Zinhar bana böyle bir teklifte bulunma.Oraya giden artık Hristiyan olur.
Bekri Mustafa meyhaneden içeri girerken,adama şunları söylemiş:
_Adak imkanı ortaya çıktı.Çocuğu sırtına al çık minareye.

Burada ''köpek yese kudurur''cinsinden bir hakaret var tabii ama Bekri gibi bir adamın kendinin uygun bulacağı bir çözüm üreteceğini düşündüğüne göre hakketmiş