27 Mayıs 2013 Pazartesi

KADIRGA

Hu Fu,
Su ile Kadırga'ya gittiğimi söylemiştim ya , işte fotoğrafları .
 Kadırga'nın Kasımpaşa'da olduğunu sanıyordum!
Sultanahmet'in kenarında Cankurtaran'ın yanıba -
şındaymış iyi mi !
     Su insanlara semtin ünlü (rahmetli) siması "Toros " la ilgili  sorular sorarken bekledim .        Dingin , eski kokan güzel bir semt Kadırga .
Meydanın kenarında Fatih Belediyesi'ne ait bir binadaki afiş dikkatimi çekti , giriverdik içeri
Türk fotomuhabirlerinin eski yeni fotoğraflarının sergisi vardı . Bayıldım .
Çıkıp başladık gezinmeye . Su da çekmeye .
Ben pek çekmiyorum artık ama işte zorladım kendimi .
    Efendim , yandaki Kadırga güvercini :)
  Sokaklarında yeniden çok eski evler var Fu .
  Bir apatmanın altında  bir hamam (1481-1512, Vezir Yahya Paşa Bin Abdülhay yaptırmış ) vardı !
  Sultan girişine yanaşıp bilgi almak istedi , peştemalli adamlar vardı . Uzatmadan geri çark  ettik .
  Su biraz görmüş ,bildiğin kubbeli hamam , ama dışarıya  çaktırmıyor .
   Meydan Bizans zamanında limanmış . Kadırga Limanı . Doldurulmuş meydan olmuş . Beşiktaş' ın Dolmabahçesi de dolmadır  .
   Anladın ?  Pek anlamış gibi durmuyorsun ! 

 Meydanın bir yanında  karakol var. Sultan Abdülmecit zamanında (1800' ler)
yapılmış . Çekmedim .
 Bir kenarda Mısır valisi Yahya Paşa 'nın yaptırdığı sıbyan mektebi vardı . Bahçe kapısı açıktı Su foto çekmek istedi ama ben engel oldum . İsabet olmuş özel mülkmüş . Oralı biri söyledi .

Sade meydanı bile
bir sürü eserle 
çevrili .
  Ortadaki parkın içinde bir çeşme var . Yanından çeşmenin üstüne merdiven uzanıyor . O kısım namazgah . Çeşmenin tepesinde namaz kılıyorlarmış işte .  Böylesini daha önce görmemiştim .
III.Ahmet 'in kızı Esma Sultan Çeşmesi .


Ben evleri çekip durdum . Güzeller yahu .

...

Kadırga'nın sokakları çocukluğumu geçirdiğim yer gibi. İnsanlar tanış, Beyazıt, Cankurtaran, Sultanahmet gibi fazla turistik yerlerin arasında kalmış ama o eski candan havayı yansıtan bir yer. Sokaklarda çocuklar oynuyor .Fotoğraflarının çekilmesine alışıklar sanırım, bizimle aşırı ilgilenmediler, foto çekmemize izin verdiler. Yandakilere ,karton kutudaki civcivler kimin, dedik iki oğlanı gösterdiler, hadi çekelim, dedik heyecan yapmadan yuvarlak oluşturdular.
Bana "beni" hatırlattılar. Daha dün çocuktuk değil mi Fu?


Su çocukların yanından ayrılamadı ben bir üst sokağa yürüyüp hayran hayran evleri seyretmeye devam ettim. Ah, burda bir evim olaydı :)
Eski eserleri koruma ile ilgili kanunlar çıkmadan önce parası olan herkes eski evini yıktırıp yeni ve fevkalade şahsiyetsiz apartmanlar yaptırdılar. Modern dünyaya uydukları için de pek sevindiler. Eski , eski işte ... Artık birilerine yaktırsalar bile yeni tarz bir bina yaptıramadıkları için seviniyorum. Bizim semttekiler daha fakir olsalardı eski güzel evlerle dolu sokaklarda yürüyecektik, elalemin semtine bakıp iç geçirmeyecektik .Para ile zevk aynı pakette olur diye bir kural yok maalesef...
Kadırgalılar zamanında evleri harcayacak kadar paralı değillerdi ama şimdi bu sayede stil sahibi, şahsiyetli bir çevreleri var.

Yandaki hanımlar açık havada oturmayı tercih etmişler. Evlerinin önünde,bir ağacın gölgesinde sohbet ediyorlar .Foto. çekmek için izin verdiler. Eski evleri yabancılar alıp çoğunlukla apart otel yapıyorlarmış. Yabancılardan kasıtları bizden fakat Kadırgalı olmayanlar sanırım. Sokaklarda çok turist var. Bir çoğu maaile uzun süreli kalıyor,  gibi geldi .Beyaz saçlı hanım karşı tarafındaki yabancı karı kocadan şikayetçi, bahçeye pencereye uygunsuz giysilerle çıkıyorlarmış :)                                                                       
Hanımlarla konuşurken yanımızdan pamuk şekerci geçti ben de peşine takıldım .Su yanıma geldiğinde üst üste foto çekiyordum. Su bir taraftan ona haber vermediğim için beni azarlayıp satıcıyı  çekmeye başladı. Hatta çocukları çağırıp, pamuk şekerler benden, alın bakalım, deyip adamın etrafına doluşmalarını sağladı :)

Bu durumdan çocuklar karlı çıktı.

 Bu hanım 40 yıldır burada yaşıyormuş.
Kendisi Afyonlu, eşi İstanbullu'ymuş .
 Annem gibi minüsküsten şikayetçi, tatlı
 bir ihtiyar

Yandaki ev, yukarıda pamuk şekercinin
yanından geçtiği evin ön cephesi. Harap ama etkileyici bir ev.



Direk bir futbol sahasının yanında yani gençlerin çok takıldığı bir yerde .  Buldukları her yere  sprey boya sıkmaları  hoşuma gitmiyor ama  bu direk uygun  bir fon olmuş .
İşte ip atlayan çocuklar. Off ,yemin ederim dün çocuktum. Hangi ara yaşlandım ? Su da çocukluğunu hatırladı aralarına karıştı :) 20 tane zıplama yetti ... Burası Küçükayasofya Mahallesi olabilir ! Sınırı aştığımızı bir süre sonra farkedip Kadırga'ya döndük.




Meydanın bir yerinden içlere girdik, diğer tarafından çıktık .Yine nazik birinin fotografı çekildi. Siyah beyaz resimleri seviyorum.


Artık Kadırga' dan ayrılma zamanı .









Yine meydanın bir tarafından ,  bu kez yokuş yukarı yol aldık.
Bir pencere çekmek gerekliydi, giderayak buldum ! Kapısında çoluk çocuk bir aile oturuyordu. Makineyi onlara doğrulttuğumu görünce çekmeyin, diye seslendiler. Yok, dedim , sizi değil pencereyi çekiyorum. Bunalmışlar yabancıların fotoğraf çekmesinden ...
Pencere, zamanında eski,güzel bir evi yok edip yapılan berbat evlerden birinin . Koca cephede bir iki tane penceresi var! Şu tel olmasaydı keşke...

Vee final . Sokullu Şehit Mehmet Paşa Camii . 1571' de yapılmış . Çok güzel bir eser. Yanda giriş kapsındaki taş işçiliğinden bir ayrıntı .Gölgeli hali hoşuma gitti .

Caminin yanındaki yokuşu takip edip sızlana sızlana yürüdük ve Sultanahmet Meydanı'na Hipodrom'un ucundan giriverdik. Bana sürpriz oldu.
Yine gelelim , yine gelelim . Seninle inşallah .