Martta erikler çiçek açar, arkasından kirazlar…Kır çiçekleri arz-ı endam etmeye başlar.
Nisanda ayvalar dahil bilumum meyve ağaçları çiçeklerini sakınmaz. Sonra laleler İstanbul’u süsler.Emirgan’a gidenler ,seneye tekrar geleceğim, diye ahdeder. Bizans İmparatorluk rengi erguvanın ağaçları Boğaz’ın yeşilliğine kendi pembe beneklerini katar. Ve erguvanlar gibi sanki her yıl daha çoğalan – kimler dikiyorsa hepsine teşekkür ederim – mor salkımlar, açık renkleri ile sadece Boğaz’ı, yalıları değil en viran yeri bile güzelleştirir. Mayısta sanki, artık meyve ağaçları erguvanlar çiçeklerini kaybediyor,yapraklanıyor diye akasyalar beyaz salkım salkım çiçeklerini açar, kokuları baş döndürür.
-Sanırım mayıs sonu haziran başında- manolya ağaçları o kocaman bembeyaz çiçeklerini açar.
Bu latif çiçekli, çoğu hoş kokulu bitkilerin resmigeçidi benim için her yıl keyifle izlenmesi gereken bir süreç. Erik, kiraz ve ayva dışında o kadar güzel meyve ağaçları farkettim ki adlarını bilmemem çok ayıp geliyor. İş yerim İstanbul’un Boğaz’daki tepelerinden birinde. Bahçesi olan evlerin olduğu sokaklardan geçiyorum.Bahar burada özellikle dikkat çekici , yeşili bol.
Bu bahardan geçti ama bir kez inip işe gidiş
İstanbul’da bahar hıdrellezde daha da güzeldir.Son birkaç yıldır yapılan Ahırkapı Hıdrellez Şenliği ile baharın gelişi güle oynaya kutlanır, benim keyfim katmerlenir.
İstanbul’da bahar harikadır.
Burada manolyalar coktaaaan acti :)
YanıtlaSilBurada daha güzel açacak.Ve benim babam senin babanı döver!
YanıtlaSilseneye yine binelim eminönünden boğaz vapuruna:)
YanıtlaSilTabii Latife.Hafta sonunda Eminönü'ne gider boş gezene kalfa yazılırız,keyfederiz.
YanıtlaSil