29 Mayıs 2010 Cumartesi

ÖYLESİNE...


Hani "Galata" demişken çektiğim bir fotografı araya sıkıştırıyorum sadece...Şimdi hem köprüye hem kuleye birer bilgi yazısı borçluyum!

22 Mayıs 2010 Cumartesi

DAYILAR DAYILANIP YAYLAR YAYLANDIKÇA

...

Yüreğinin dubalarını geniş tut,ihtiyar!
Sen böyle nice dayılar gördün bugüne kadar
Hepsi de yedeklerinde sürüye sürüye ayılarını
Senin üstünden azamet-i böbreki ve kalpak-ı pöstekiyle geçip
Tarihin hayvanat bahçesini boyladılar.
Can YÜCEL

Rahmetli şairimiz elbette eski Galata Köprüsü’nü yazmış.Dubalar üzerindeki yaylanıp duran köprüden ben de geçtim. Gıcırdayan,eski püskü, İstanbul’a has olan yapılardandı. (2006) Her şey değişir.Şimdiki köprü, dubalı kadar titremiyor.
Bu şiir bu ara en sevdiğim şiir.Meydan okumayı,alayı,teselliyi zahmetsizce verivermiş Yücel. Köprüyü bir "ihtiyar"olarak düşünmek çok doğal geldi.(2010)

19 Mayıs 2010 Çarşamba

İSTANBUL'DA BAHAR

Bütün mevsimler güzel, bahar başka güzel...Erik ağaçlarının çiçek açmasıyla başlayan canlanma son yıllarda takip ettiğim bir “olay” oldu benim için.
Martta erikler çiçek açar, arkasından kirazlar…Kır çiçekleri arz-ı endam etmeye başlar.

Nisanda ayvalar dahil bilumum meyve ağaçları çiçeklerini sakınmaz. Sonra laleler İstanbul’u süsler.Emirgan’a gidenler ,seneye tekrar geleceğim, diye ahdeder. Bizans İmparatorluk rengi erguvanın ağaçları Boğaz’ın yeşilliğine kendi pembe beneklerini katar. Ve erguvanlar gibi sanki her yıl daha çoğalan – kimler dikiyorsa hepsine teşekkür ederim – mor salkımlar, açık renkleri ile sadece Boğaz’ı, yalıları değil en viran yeri bile güzelleştirir. Mayısta sanki, artık meyve ağaçları erguvanlar çiçeklerini kaybediyor,yapraklanıyor diye akasyalar beyaz salkım salkım çiçeklerini açar, kokuları baş döndürür.


Sonra güller gösterir kendini, ardından hanımelleri -Büyükadalıların çoğu bahçelerine dikiyor, çok da iyi yapıyorlar- mayısın kokularına kendilerininkini katarlar. Ve katırtırnakları…Sarı, sapsarı o güzel çiçekler koyu yeşil dallarda harika durur. İğdeler kadife ,yanardöner yeşil yaprakları ile cümbüşe katılır.Velhasıl yeşeren otlarla başlayan koku festivali mayısta tavan yapar.



-Sanırım mayıs sonu haziran başında- manolya ağaçları o kocaman bembeyaz çiçeklerini açar.


Haziranda, bizim semtin sahil yolunu kokularıyla dolduran ıhlamurlar, resmen gövde gösterisi yapar. Eh haziranın yarısı bahar sayılır İstanbul’da …
Bu latif çiçekli, çoğu hoş kokulu bitkilerin resmigeçidi benim için her yıl keyifle izlenmesi gereken bir süreç. Erik, kiraz ve ayva dışında o kadar güzel meyve ağaçları farkettim ki adlarını bilmemem çok ayıp geliyor. İş yerim İstanbul’un Boğaz’daki tepelerinden birinde. Bahçesi olan evlerin olduğu sokaklardan geçiyorum.Bahar burada özellikle dikkat çekici , yeşili bol.
Bu bahardan geçti ama bir kez inip işe gidiş güzergahımı yürüyerek geçeceğim ve bilmediğim ağaçların resmini çekip sahiplerine adlarını soracağım.
İstanbul’da bahar hıdrellezde daha da güzeldir.Son birkaç yıldır yapılan Ahırkapı Hıdrellez Şenliği ile baharın gelişi güle oynaya kutlanır, benim keyfim katmerlenir.
İstanbul’da bahar harikadır.






Not: Bu yazıyı hazır “olayı” izliyorken sırayı kaydedeyim diye yazıyorum.Çünkü bu sene şaşkın ben, katırtırnaklarını erguvanlardan önce açıyorlar diye hatırladığımdan sarışınları göremeyip gereksiz yere üzüldüm !”Mayıs sonunda Boğaz turu yapalım ,erguvanları seyredelim.” dediğim arkadaşlarıma “A açmışlar yahu!” diye –vapurda giderken- mahcup oldum. (2010)

9 Mayıs 2010 Pazar

BİZANS KİLİSESİNDE RESİMLERİN YERLERİ

Bizans kiliselerinde resimle tasvir geleneği vardır.İslamiyet’te yasaklanmış olan insan figürünü kilisede görebilirsiniz. Hz. İsa’nın hayatı, önemli dini olaylar, azizler, hatta önemli din adamları fresk (Yaş sıva üzerine boya ile yapılan duvar resmi) veya mozaik (Küçük renkli nesnelerle bezeli yüzey) ile binanın çeşitli kısımlarına resmedilmiştir. Kariye Müzesi’ne giderseniz iki yöntemle de yapılmış birçok resim görebilirsiniz.
İkonoklazma” denen bir devir (8.9.yy.) boyunca kilisede resim yapılması yasaklanmış, hatta Ayasofya ve Aya İrini gibi önemli kiliseler dahil birçok kilisenin resimleri yok edilmiştir. İkonoklazma nın sebep ve sonuçları da bir yazıyı hakkediyor doğrusu…İkona kırıcılık diye açıklanabilecek bu dönemden sonra kiliselerde yine figüratif (Gerçek varlık ve nesneleri tasvir eden sanat anlayışı) geleneğe dönülmüştür.
İkonoklazmanın ardından Bizans kiliselerinde resim sanatı sert kurallarla uygulandı. O dönemde kiliseler “kapalı Yunan haçı” denen bir planda yapılıyordu. Yani dıştan dikdörtgen görünen binanın içi haç oluşturacak şekilde düzenleniyordu.Bu kiliselerde resimlerin yerleri katı bir şekilde belirlenmişti.
Narteks:Kilisenin giriş kısmı olan nartekste Hz.Meryem’in hayatı ile ilgili resimler görülür.
Naos: Kilisenin ibadet edilen ana mekanı olan naosta Hz.İsa’nın hayatı ile ilgili12 olayın resmini görebilirsiniz. Bunlar:
1.Hz.İsa’nın doğumunun Hz.Meryem’e müjdelenmesi,
2.Hz.İsa’nın doğumu,
3.Küçük İsa’nın mabede götürülmesi,
4.Hz.İsa’nın vaftiz edilmesi,
5.Hz.İsa’nın Tanrı ile ilişkisinin ilk kez belirmesi,
6.Kudüs’e giriş,
7.Hz.İsa’nın mucizelerinden Lazarus’un dirilmesi,
8.Hz.İsa’nın çarmıha gerilmesi,
9.Hz.İsa’nın çarmıhta ölümünden sonra göğe yükselmesi (Anastasis),
10.Kutsal ruhun, ateşten dilimler halinde Hz.Meryem ve havarilere inmesi(Pentekostes),
11.Hz.Meryem’in ölümü ve göğe çıkması(Koimesis), sahneleridir.
Kubbe: Plana göre kilisenin orta kısmını örten kubbe insanların üstündeki semavi alemdir.Yani gökyüzü. Kubbenin orta kısmına “Pantokrator İsa” resmedilirdi.Hz. İsa’nın etrafında 4 baş melek resmedilir.İslamiyet’te adları:Cebrail , Mikail , İsrafil ve Azrail’dir.
Kubbe Kasnağı: (Kubbenin üzerine oturduğu çokgen geçiş öğesidir.Yani kubbenin ana yapıya düzgün şekilde oturmasını sağlayan bir yapı elemanı.) Bu kısımda 12 Havari yer alır. 13.havari olan Yahuda haliyle hiçbir kilisede yer almaz.
Pandantifler: (Bir kaseyi bir küp şeklinde bir kutu üzerine oturtmaya kalkarsanız köşelerinin açık kaldığını görürsünüz.İşte köşe açıklıkları kapatmaya yarayan yapı elemanına pandantif diyoruz.) 4 pandantife 4 incil yazarı (Markos, Luka, Matta ve Yuhanna) resmedilir.
Bema: Hz.İsa’nın yeryüzündeki varlığının hatırlandığı kısımdır.Onun eti ve kanını simgeleyen ekmek ve şarap bemada yer alır. Bemanın tabanı örten kısmı yeryüzüdür.Bema üst örtüsünün ortasında “kutsal taht” (Hetoimasia) sahnesi yer alır.Bu taht kıyamet günü Hz.İsa’nın kullanacağı tahttır.
Apsis: Kilisenin en kutsal sayılan bu kısmında Hz.Meryem “Tanrı anası”(Theotokos) olarak kucağında bebek İsa ile tasvir edilir. Üstte “son akşam yemeği” sahnesi yer alır.Hz.İsa ve 12 havarisi yemek yerken görülür.Masada Hristiyanlık’ın önemli önemli sembollerinden şarap ve ekmek vardır.İsa bu sembolleri havarilerine verir. Bunun altında “kilise babaları” denen din adamlarının resimleri sıralanır.
Bir kiliseye girip bütün bu resimleri göremeyebilirsiniz.Yapıldığı dönemle ilgili olarak hiç resmi olmayabilir veya ikonoklazma döneminde resimleri yok edilmiş olabilir.Ben Orta Bizans dönemi kapalı haç planlı bir kilisedeki resim düzeninden bahsettim.Fakat farklı kilise planlarında bu resimlerin bazılarını görme şansınız var.
Bizans konusunda biraz daha ilerleyeyim İstanbul’daki Osmanlı yapılarına da keyifle başlarım. Okuyucu-varsa- sıkılmazsa konular gani…(2010)

3 Mayıs 2010 Pazartesi

BİR BİZANS KİLİSESİNİ GEZERKEN…


İstanbul, Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkentiydi.Medeniyetlerin en gelişmiş mimari örnekleri çoğunlukla merkezde yeralır.İstanbul veya o zamanki adıyla Konstantinopolis’te Bizans’ın en iyi mimari örneklerine sahipti.Şu an İstanbul’da Bizans dönemi ve Osmanlı döneminden birçok kilise mevcut. Bizans dönemine ait bir kiliseyi gezerken nelere dikkat etmeniz gerektiği ile ilgili ipuçları vermeye çalışacağım. Bir mimari eserin “A, ne ilginç!” “Ne tuhaf!” falan diye söylenerek değil neye bakacağınızı bilerek keyifle, bilinçli şekilde gezilmesi daha tatmin edicidir.Öğrendiklerinizi,gördüklerinizi yine unutabilirsiniz,kimse sizi sınava tabi tutmayacak...
Bizans kiliselerinin mimari planları çeşitlidir ama bölümleri rahatlıkla saptayabilirsiniz.
Kiliseler doğu-batı yönünde yapılır.

Binaya girdiğinizde genellikle evin holü gibi bir kısımla karşılaşırsınız. Batı yönündeki bu giriş kısmına narteks denir.Bazı kiliselerde 2 narteks vardır.İlki “dış narteks”,oradan bir kapı ile girdiğiniz ikincisi “iç narteks”tir.İki narteks,Ayasofya’da görebileceğiniz bölümlerdir. Bir Osmanlı camisinde giriş kısmında dışa açık veya kapalı böyle bir giriş kısmı görebilirsiniz.Buna “son cemaat yeri” deriz.Caminin içi kalabalıksa içeri sığmayanlar burada namaz kılar.
Narteksten yine bir kapı ile asıl mekana -naos- girersiniz.Bir kilisenin insanların ibadet ettiği naos kısmı, tek bir bölüm olabilir.Bölümlere nef denir.Naos 3 bölümlü de olabilir(Ayasofya’nın 3 neflidir.) 5 nefli de olabilir(Büyük kiliselerde görülür.). Nefler birbirinden sütun dizileri ile ayrılır. Orta nef daha geniş, yan nefler daha dardır. Kilisenin plan çeşidine göre üstü çatı ile veya kubbeli bir örtü sistemi ile kapatılmış olabilir.
Ortadaki nef, tonozlu-bir silindirin enine kesilmiş hali- bir bölüm ve üstü yarım bir kubbe ile sonlanır. Burası kilisenin apsisidir. Bizdeki mihrap görevini görür.İnsanlar apsise yönelir. Apsis yarım kubbesinin önündeki kısma bema denir ve oraya sadece din adamları girebilir.Bemayı bir sınır gibi düşünün ,ibadet yeri ile en kutsal sayılan kısmın sınırı . Ortodoks kiliselerinin daha yenilerinde bema kısmının önü alçak bir duvarla kapatılmıştır. Üzeri ikonolarla bezelidir(İkona,Hz.İsa, Hz. Meryem veya azizleri betimleyen resim anlamına gelir.) Bizans kiliselerinde açık olan bemada sunak masası yeralır(Sunak, takdis ayini için kullanılan dini eşyadır). Apsis en kutsal kısımdır.
Bazı kiliselerde apsis kısmının iki yanında minik odacıklar vardır. Pastoforion denilen bu odalardan diakonikon ,kiliseye sunulan armağanların konulduğu veya arşiv veya kitaplık olarak kullanılan bölümdür. Prothesis denen diğerinde ayin malzemeleri hazırlanır ve saklanır.
Bölümler sırasıyla: 1.Narteks 2.Naos 3.Bema-apsis 4.Belki-pastoforion 5.Üst örtü
Her kilisenin çan kulesi yoktur. Çan kuleleri belli bir tarihten sonra yapılmaya başlanmıştır.
Bölümler oldukça basit.Bir kilise değişik planı ile sizi şaşırtsa da bölümleri rahatlıkla tahmin edersiniz.İyi gezmeler…
(2010)

Not:Yukarıdaki zavallı kilise planı çizimi şahsıma aittir. Noktalar, naosu bölümlere(neflere) ayıran sütun dizileridir!